Sinema tarihi boyunca hayvanların ön plana çıktığı sayısız film bulunuyor. Fakat bazılarında hayvanların gösterdiği oyunculuk kabiliyetleri tüm filme damgasını vuruyor ve unutulmaz hale getiriyor. İşte bu hafta sizin için başrolde dostlarımızın harika işler çıkardığı filmlerden Patili Top 10 listemizi oluşturduk. Listede yer alması gerektiğini düşündüğünüz filmleri yorum bölümünden bizimle paylaşabilirsiniz.

 

 

10) Haylaz Maymun (Monkey Trouble)

90’ların en meşhur ve  en sevimli maymununu barındıran filmidir.

 

Küçük bir kız ile oldukça yaramaz bir maymunun eğlenceli maceralarını anlatan bu filmi ailecek keyifle izleyebilirsiniz.

 

 

 

 

9) Marley & Me

Hayvan sever yeni evli çift John ve Jenny, çocuk yapmadan önce köpek almaya karar verirler. Efsanevi müzisyen Bob Marley’den ismini alan küçük yavru köpekleri hemen büyümeye başlar.

Ancak Marley eğitimine cevap vermemektedir ve sahiplerinin komutlarını hiçbir zaman uygulamaz. Gün geçtikçe Marley evi mahvetmeye başlar. Bir ailenin iyi bir ders aldığı sevimli ama bir o kadar da hınzır köpeğinin hem duygulandıran hem de komik hikayesi.

 

 

 

 

8) Kutup Macerası (Eight Below)

2013 yılında talihsiz bir kazayla aramızdan ayrılan "Paul Walker"ın başrolünde olduğu film.

 

 

Tecrübeli kurtarma rehberi Jerry Shepard, Antarktika’nın zorlu koşullarına rağmen bir gruba daha önderlik etmektedir. Ancak ölümcül bir kazadan sadece köpeklerini terk ederek kurtulabilir. Yine de hayattaki en büyük dostlarını o kadar da kolay feda etmeye niyeti yoktur. Maceraperest  pilot Katie’nin de desteğiyle benzeri görülmemiş bir kurtarma operasyonuna girişmeye hazırlanmaktadır. Üstüne üstlük Antarktika’da yüzyılın en büyük kar fırtınası adım adım yaklaşmaktadır.

 

 

 

"Husky" cinsine hayran olacağınız, çok duygulanacağınız ve bu dostlarımızın içinde taşıdığı fedakarlığa ve dayanışmaya inanamayacağınız bir yapım.

İç acıtan birkaç sahneye rağmen, bir köpekseverin ne yapıp ne edip mutlaka izlemesi gereken bir film.

 

 

7)Lassie

Collie cinsini dünya çapında bir üne kavuşturan bu dizi sayesinde yıllarca her gördüğümüz Collie’yi Lassie olarak çağırmak bir ata sporu haline gelmiştir.

 

Lassie ilk olarak 1954-1973 tariheri arasında 19 sezounluk bir dizi olarak hayatımıza girdi. Daha sonra The New Lassie olarak 1989-1992 yıllarında yeni versiyonu ile devam etti. Lassie çok sevilen bir pati olduğu için dayanamayıp biri 1994’te diğeri ise 2005’te olmak üzere 2 tane de filmi çekilmiştir.

 

 

 

"Lassie bize bişey anlatmak istiyo. bize ne anlatmak istiyosun lassie?" repliği ile hafızalara kazınan Lassie mutlaka izlenmesi gereken dizi ve filmler arasında.

 

 

 

 

 

6)Özgür Willy (Free Willy)

 

Balıkçıların annesinden ayırdığı yavru katil balina Willy bir marinaya getirilir. Marinada çalışan yaramaz  Jesse ile aralarında harika bir dostluk başlar.  Bu dostluk ve onu özgürlüğüne kavuşturmak için herşeyi gözen alan bu çocuğun hikayesi bir nesli sinemada hüngür hüngür ağlatmıştır.

 

 

 

 

 

5)Savaş Atı (War Horse)

 

Başrolünde muhteşem bir atın olduğu, hayranlık duygusu uyandıran müthiş sahneleri ve harika replikleri ile bir Steven Spielberg filmidir. 

 

 

Çok güçlü ve mükemmel yeteneklere sahip olan bir at ile onun sahibi arasındaki savaşa rağmen kopmayan bağlılığı anlatan bir film. Şiddetle izlemenizi tavsiye ediyoruz.

 

 

 

 

4)Beyaz Diş (White Fang)

''Diğer köpekler, vahşiliklerini büyük ölçüde kaybettikleri için, artık vahşi tabiat onlar açısından bilinmez, korkutucu, tehditkar ve düşmanca bir şeydi. Oysa vahşilik, Beyaz Diş'in görünüşüne ve hareketlerine sinmişti. O vahşi tabiatı simgeliyordu; onun ete kemiğe bürünmüş haliydi.''

 

 

Jack London’ın aynı isimdeki romanından esinlenilerek beyazperdeye uyarlanan bu film sevgiyi ve dostluğu bizlere muazzam bir şekilde sunmuştur.

Annesi yarı köpek, babası kurt olan, vahşi hayatla insanlar ve evcilleşme arasında kalmış Beyaz Diş'i ehlileştirmek ve kendisine alışmasını sağlamak hiç kolay olmasa da yılmadan  onunla çalışan Jack emeline ulaşır  ve bir kurt-köpek kırması olan Beyaz Diş artık Jack'in en yakın dostu oluverir. Hem insanların hem de hayvanların  eziyet ettiği ve kendisinden başka her türlü canlıya karşı güvenini kaybeden ve yalnızca vahşi hayata tutunan Beyaz Diş, Jack sayesinde sevmeyi öğrenir. Beyaz Diş artık ona her koşulda sadık kalacak ve hatta hayatını bile kurtaracaktır.

 

 

 

 

3) Sokak Kedisi Bob (A Street Cat Named Bob)

James Bowen isimli bir sokak müzisyenin yazdığı, hayatına bir sarmanın girişiyle, düzeninin nasıl da farklı yöne şekillendiğini anlattığı aynı isimli kitabının beyazperdeye aktarıldığı filmdir.

 

 

Londra’da yaşayan geçimini sokak müzisyenliği yaparak sağlayan James, bir yandan uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele ederken bir yandan da hayatını devam ettirmeye çalışmaktadır. Zor bir durumdayken karşısına çıkan Bob ile aralarındaki bu müthiş bağı izlerken gözyaşlarınızı tutamayacaksınız.

 

 

 

 

 

2) Haçiko (Hachiko: A Dog's Tale)

Richard Gere’in canlandırdığı profesör Parker Wilson’ın, tren istasyonunda bulduğu Japon kökenli meşhur Akita  cinsi köpeği evine almasıyla başlar. İlk önce eşinin sert tepkilerini gören profesörün köpekle aralarındaki bağ gün geçtikçe daha da sağlamlaşır. Kısa zamanda tüm aileye kendini sevdiren Hachi, Wilson ailesinin köpeği olur Profesörü işe giderken her gün tren istasyonuna kadar yolcu eder ve döneceği saatte her zaman yerinde olup onu bekleyen bir yol arkadaşı olur.

 

 

Hachi, Japonya’da meydana gelen gerçek bir hayat hikayesini anlatıyor. Sahibine olan sadakati ile Japonya’dan tüm dünyaya yayılmış bir köpek Hachi; öyle ki yıllar boyu sahibini beklediği tren istasyonuna, köpeğin heykeli dikilmiş.

 

 

Gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız bu filmdeki bir çok köpek barınaktan gelmiş ve filmden sonra yine bir çoğunu evlat edindirmişler.

 

 

 Patili canlarımıza evimizi açıp daha sonra sokağa bıraktığımızda neler yaşayabileceğine dair çok sert bir film. Filmi izlerken zorlanabilirsiniz ancak böyle bir final çok zor görürsünüz. Şiddetle izlemenizi tavsiye ediyoruz.

 

 

BONUS:  SİVAS

11 yaşındaki Aslan'ın yaşadığı küçük köydeki tek gündeliği okula gitmek ve arkadaşlarıyla vakit geçirmekten ibarettir; en büyük derdiyse aynı sınıfta okuduğu Ayşe'ye olan aşkıdır. Bir gün yaşadıkları yerde bir hayli popüler olan köpek dövüşlerinden birine denk gelen Aslan, burada dövüşü kaybeden ve yaralanıp yere yığılan Sivas adında terk edilmiş kangal köpeğiyle karşılaşır. Bu karşılaşma o andan itibaren yaşayacağı hayatı etkileyecek en önemli dönüm noktalarından biri olur.